Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
- That organization depends on voluntary contributions.
Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
- We dissected a frog to examine its internal organs.
Bu kuruluşun bir üyesidir.
- She is a member of this organization.
O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- She is playing an important role in our organization.
Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
- Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
Örgütümüze nasıl katkıda bulunabilirsiniz?
- How can you contribute to our organisation?
Bu kuruluşun bir üyesidir.
- She is a member of this organization.
O bu organizasyonun bir üyesidir.
- She's a member of this organization.
İddialara göre, bir örgüt Avrupa uyuşturucu piyasasını kontrol ediyor.
- One organization allegedly controls the European drug market.
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
- Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
Bu organizasyon yüz on bir yıl önce kuruldu.
- This organization was founded one hundred and eleven years ago.
Organizasyon hakkında bir şey duydunuz mu?
- Have you heard anything about the organization?
Müdür emekli olduktan sonra Tom kuruluşun başına tayin edildi.
- Tom was named the head of the organization after the director retired.
O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- He is playing an important role in our organization.
Hangi organizma sıtmaya neden olur?
- Which organism causes malaria?
İnsan karmaşık bir organizmadır.
- Man is a complex organism.
Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
- The small company was taken over by a large organization.
Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
- That organization depends on voluntary contributions.
Bu organizasyon yüz on bir yıl önce kuruldu.
- This organization was founded one hundred and eleven years ago.
Sen çok tertipli değilsin, değil mi?
- You aren't very organized, are you?
Tom oldukça tertipli, değil mi?
- Tom is quite organized, isn't he?
Tom genellikle oldukça düzenli.
- Tom is usually quite organized.
Tom düzenli, değil mi?
- Tom is organized, isn't he?
Tom sadece organik gıda yer.
- Tom only eats organic food.
O asıl branş olarak organik kimya okuyor.
- She majors in organic chemistry.
Parti Mac tarafından organize edildi.
- The party was organized by Mac.
Biz daha organize olmalıyız.
- We should get more organized.
O toplantıyı kim düzenledi?
- Who organized that meeting?
Biz bir proje ekibi düzenledik.
- We organized a project team.
Uzaydan görülebilen Great Barrier Reef, canlı organizmalar tarafından yapılan dünyadaki en büyük yapıdır.
- Visible from space, the Great Barrier Reef is the largest structure on Earth made by living organisms.
Kamuoyunun örgütlü suça olan hayranlığı çok rahatsız edicidir.
- The public's fascination with organized crime is very disturbing.
Wearing a motorcycle helmet is optional in Pennsylvania, but that's no reason for Ben Roethlisberger to go out and practise his organ donor technique.
Georgie Fame plays all types of keyboards including electric piano, organ, and Hammond organ.
According to a recent survey by Jupiter Research, 80 percent of Web users get information from organic search results.
Most types of German field divisions include an organic reconnaissance battalion, and the remainder have strong reconnaissance companies.
The organization of the book is as follows.
Your work desk is so neat and tidy - I've never met someone so organized before!.
I've been a member of this organization for five years. Oh wait, no. Six.
- Ben beş yıldır bu organizasyonun bir üyesiyim. Oh bekle, hayır. Altı.
She's a member of this organization.
- O bu organizasyonun bir üyesidir.
The organization failed.
- Organizasyon başarısız oldu.
Have you heard anything about the organization?
- Organizasyon hakkında bir şey duydunuz mu?
Tom Skeleton was shaking and trembling in every limb.
- Tom Skeleton'un her organı sallanıyordu ve titriyordu.
What is the largest organ in the human body? The answer may surprise you.
- İnsan vücudundaki en büyük organ nedir? Cevap sizi şaşırtabilir.
The skin is the largest organ of the body.
- Deri, vücudun en büyük organıdır.
Tom underwent an organ transplant surgery.
- Tom'a organ nakli ameliyatı yapıldı.
The surgeon persuaded me to undergo an organ transplant operation.
- Cerrah beni bir organ nakli operasyonu geçirmem için ikna etti.
... - ( "Charge" plays on organ ) - GOT ANY REQUESTS? ...