Kocaların çoğunluğu bana keman çalmaya çalışan bir orangutanı hatırlatır.
- The majority of husbands remind me of an orangutan trying to play the violin.
Bir orangutana benziyorsun.
- You look like an orangutan.
Anne iki şişe portakal suyu aldı.
- Mother bought two bottles of orange juice.
Kadın bir portakal yiyor.
- The woman eats an orange.
Tom portakal rengi bir cezaevi tulumu giyiyor.
- Tom was wearing an orange prison jumpsuit.
Portakal rengi bir elbise giyiyor.
- She's wearing an orange dress.
Tom parlak renkli turuncu pantolon giymeyi seviyor.
- Tom likes to wear brightly colored orange pants.
O, turuncu rengi sever mi?
- Does she like orange?
Turuncu bir tişört ve yeşil pantolon giyiyorum.
- I am wearing an orange t-shirt and green pants.
En sevdiğim renk turuncu.
- My favorite color is orange.
orange colour:.