The screen has an aspect ratio of 4:3.
- Ekran, 4:3 en-boy oranına sahip.
The merger was implemented on a 50-50 ratio.
- Birleşme %50-%50 oranla uygulandı.
At what rate did the illness spread?
- Hastalık ne oranda yayıldı.
The crime rate is decreasing in Canada.
- Kanada'da suç oranı düşüyor.
With every increase of scientific knowledge, man's power for evil is increased in the same proportion as his power for good.
- Bilimsel bilginin her artışıyla insanın kötülük için gücü iyilik için gücü gibi aynı oranda artırılır.
The media blew the whole thing out of proportion.
- Medya her şeyi orantısız olarak açığa vurdu.
You can use a psychrometer to measure relative humidity.
- Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz.
As a measure to prevent another period of inflation, our government has jacked up interest rates.
- Enflasyonun başka dönemini önlemek için bir önlem olarak, bizim hükümet faiz oranlarını yükseltti.
The animal cell has a greater percentage of proteins than the plant cell.
- Hayvan hücresi, bitki hücresinden daha büyük bir protein oranına sahiptir.
The percentage of carbohydrates in animal cells is approximately 6 percent.
- Hayvan hücrelerindeki karbonhidrat oranı yaklaşık yüzde altıdır.
Cürüm nispeti mütemadiyen fazlalaşıyor.
- Suç oranı sürekli olarak artıyor.