Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız!
- Put the rubber boots on, or else you will get your feet wet!
Çiçeklikten çiçek toplamaya gitmeyin yoksa yakalanacaksınız.
- Don't go picking the flowers in the flower bed, or else you'll be caught.
Bana paranı ver yoksa seni döverim.
- Give me your money or else I'll beat you up.
Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.
- My impression of this government is that they need a more forceful economic policy, otherwise they'll encounter large problems in the future.
Ben koştum ve koştum, aksi takdirde geç kalabilirdim.
- I ran and ran; otherwise I might have been late.
Tom başka boş odada tek başına oturdu.
- Tom sat alone in the otherwise empty room.
Tom'u başka türlü ikna etmeye çalıştım.
- I tried to convince Tom otherwise.
Yemek çok lezzetli değildi ama bunun dışında parti bir başarıydı.
- The food wasn't very delicious, but otherwise the party was a success.
Bunun dışında, onun ekleyecek bir şeyi yoktu.
- Otherwise he had nothing to add.
Hızlı koş, yoksa otobüsü kaçırırsın.
- Run fast, otherwise you will miss the bus.
Derhal git, yoksa geç kalacaksın.
- Go at once, otherwise you will be late.
Her şey için çok teşekkür ederim. O unutmasın diye onu yazdı.
- Thank you very much for everything. He wrote it down lest he should forget it.
Başkalarını rahatsız etmemek için sessizce çalışın.
- Work quietly lest you disturb others.
Belki yağmur yağar diye şemsiyemi aldım.
- I took my umbrella lest it rain.
You have to open your umbrella, otherwise you'll get wet.
... And something else caught my eye here, an offer. ...
... >>Taylor Swift: Absolutely. I think that you have to love it more than anything else. And ...