Cinsiyet değiştirme işlemleri artık vergiden düşülebilir.
- Sex change operations are now tax-deductible.
İntegral ve türev, kalkülüs'te iki ana işlemdir.
- The two main operations in calculus are the integral and the derivative.
Derhal ameliyat etmek zorundayız.
- We have to operate immediately.
Acilen ameliyat etmek zorundayız.
- We have to operate urgently.
Bir tekne işletmek için ehliyetin var mı?
- Do you have a license to operate a boat?
Bir gazete operasyon hakkında bir hikaye yazdı.
- A newspaper printed a story about the operation.
Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.
- Doctors refused to perform a second operation.
Gemi batmadan önce radyo operatörü son bir mesaj yayınladı -SOS!
- Before the ship sank, the radio operator broadcast one final message - SOS!
Operatör telefonu kapatmamı ve biraz beklememi söyledi.
- The operator told me to hang up and wait for a moment.
Tom'un sonunda bir ameliyata ihtiyacı olacak.
- Tom will eventually need an operation.
Ameliyat edilmeye karar verdi.
- He decided to have the operation.
Çim biçme makinesini çalıştırmak için benzin gerekiyor.
- The lawn mower needs gas to operate.
Bilgisayarını çalıştırmak için gerekli olanın tümü oydu.
- That was all he needed to operate his computer.
ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
- The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
Denizaslanı Harekâtı, İngiltere'nin planlanan işgali için Alman kod adıydı.
- Operation Sea Lion was the German code name for the planned invasion of Britain.
Denizaslanı Harekâtı, İngiltere'nin planlanan işgali için Alman kod adıydı.
- Operation Sea Lion was the German code name for the planned invasion of Britain.
Bir uydu uzayda büyük sıcaklık farklılıkları içinde çalışmak zorundadır.
- A satellite has to operate in space within massive temperature differences.
O, o zaman bir traktörü işletmekle meşguldü.
- At that time she was engaged in operating a tractor.
İşletme maliyetlerini kısmamız gerekir.
- We need to cut down operating costs.
İlk elektronik bilgisayarlar 1945 yılında faaliyete geçti.
- The first electronic computers went into operation in 1945.
Plan faaliyete geçirildi.
- The plan was put into operation.
Mary bir vinç işletebilir.
- Mary can operate a crane.
Bir tekne işletmek için ehliyetin var mı?
- Do you have a license to operate a boat?
Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.
- We had to sell the building because for years we operated it in the red.
Gece yarısından sonra bir dans kulübü çalıştırmak Japon hukukuna göre yasal değildir.
- Operating a dance club after midnight is illegal according to Japanese law.
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- Windows is the most used operating system in the world.
Arkadaşım yeni işletim sistemi için bir kullanıcı arayüzü tasarlıyor.
- My friend is designing a user interface for the new operating system.
İntegral ve türev, kalkülüs'te iki ana işlemdir.
- The two main operations in calculus are the integral and the derivative.
ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
- The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
Coimbra Üniversitesi 1290 yılında kurulmuştur. Avrupa'da ve dünyada sürekli çalışmakta olan en eski üniversitelerinden biridir.
- The University of Coimbra was established in 1290. It is one of the oldest universities in continuous operation in the world.
Tom neredeyse Mary'nin ameliyat masasında öldüğünü söyledi..
- Tom said Mary almost died on the operating table.
Tom ameliyat masasında, baygın hâlde yatıyordu.
- Tom was lying unconscious on the operating table.
Cinsiyet değiştirme işlemleri artık vergiden düşülebilir.
- Sex change operations are now tax-deductible.
Belirli işlemler gerçekleşlmeyecek gibi görünüyor.
- It seems that certain operations cannot take place.
Bilgisayarı çalıştırmayı kolay buldum.
- I found it easy to operate the computer.
Cihazı çalıştırmak mükemmelce basittir.
- The appliance is wonderfully simple to operate.
Elbette, vinç kullanmak için bir lisans gerekli.
- Of course, a license is needed to operate a crane.
Tom bir treni kullanmak için yeterli deneyime sahip değildir.
- Tom doesn't have enough experience to operate a train.
Arkadaşım yeni işletim sistemi için bir kullanıcı arayüzü tasarlıyor.
- My friend is designing a user interface for the new operating system.
Favori işletim sistemin nedir?
- What's your favorite operating system?
It is dangerous to look at the beam of a laser while it is in operation.
The Katrina relief operation was considered botched.
They run a multinational produce-supply operation.
She had an operation to remove her appendix.