Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.
- A few seconds ago I was in the open air and the bright daylight, and now my eyes refuse to serve me in this darkness.
Açık havada üç saat geçirdik.
- We spent three hours in the open air.
Açık havada iyi zaman geçirdik.
- We had a good time in the open air.
Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.
- People who regularly work in the open air do not suffer from sleeplessness.
Açık hava marketinde taze ürün satılmaktadır.
- Fresh produce is sold at an open-air market.
İtalya büyük bir açık hava müzesidir.
- Italy is a large open-air museum.
... this town is an open air museum of celtic architecture ...