We are giving a farewell party for him tonight.
- Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.
She bought a shirt for him.
- Onun için bir gömlek satın aldı.
You need to be there for her.
- Onun için orada olman gerekiyor.
I should've been there for her.
- Onun için orada olmalıydım.
The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
- Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.