İyimserlik yalnızca bir bilgi eksikliğidir.
- Optimism is merely a lack of information.
Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.
- All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages.
O, onu sadece bir şaka olarak söyledi.
- He said it merely as a joke.
O sadece bir gerçeği ifade ediyordu.
- She was merely stating a fact.
Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.
- All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages.
İyimserlik yalnızca bir bilgi eksikliğidir.
- Optimism is merely a lack of information.
Onlar adeta farklılar.
- They are merely different.
Sadece çay nasıl alınır?
- How to merely get tea?
Sadece fakir olduğu için ona tepeden bakma.
- Don't look down on him merely because he is poor.