one with an innate talent at or for something

listen to the pronunciation of one with an innate talent at or for something
English - Turkish

Definition of one with an innate talent at or for something in English Turkish dictionary

natural
{s} doğuştan

Onun doğuştan yetenekleri var. - He has natural gifts.

Tom bir doğuştan öğremen. - Tom is a natural-born teacher.

natural
{s} doğal

Doğal gıdalardan çok işlenmiş gıdalar yiyoruz. - We eat more processed food than natural food.

Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır. - An integer is natural if and only if it is greater or equal to 0.

natural
{s} tabii

Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz. - Surely, in the present-day society, we might as well consider it natural that consumption plays an important role in the life of man and is closely related to his well-being and happiness.

Asıl amaç buysa bilmem tabii. - If that is the real aim, naturally I would not know about that.

natural
tabiata uygun
natural
cibilli
natural
olağan
natural
doğuştan yetenekli kişi
natural
doğaya özgü
natural
(Tıp) Sun'i veya patoljik olmayan
natural
asıl

Asıl amaç buysa bilmem tabii. - If that is the real aim, naturally I would not know about that.

natural
dili doğuştan hünerli kimse
natural
{s} doğuştan olan. i., k.dili. doğuştan yetenekli kimse
natural
öz çocuk
natural
suni olmayan
natural
(Tıp) Tabii, normal
natural
doğuştan budala
natural
natura
English - English
natural

He's a natural on the saxophone.

one with an innate talent at or for something

    Hyphenation

    one with an in·nate tal·ent at or for some·thing

    Turkish pronunciation

    hwʌn wîdh ın îneyt tälınt ät ır fôr sʌmthîng

    Pronunciation

    /ˈhwən wəᴛʜ ən əˈnāt ˈtalənt ˈat ər ˈfôr ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ˈhwʌn wɪð ən ɪˈneɪt ˈtælənt ˈæt ɜr ˈfɔːr ˈsʌmθɪŋ/
Favorites