one with a paranormal sensitivity to something that most cannot perceive

listen to the pronunciation of one with a paranormal sensitivity to something that most cannot perceive
English - Turkish

Definition of one with a paranormal sensitivity to something that most cannot perceive in English Turkish dictionary

sensitive
duyarlı

Bir köpek kokuya duyarlıdır. - A dog is sensitive to smell.

O, soğuğa karşı çok duyarlıdır. - He is very sensitive to cold.

sensitive
hassas

Ayako'nun cildi kimyasallara karşı hassastır. - Ayako's skin is sensitive to chemicals.

Tom hassas bir çocuk. - Tom is a sensitive child.

sensitive
{s} içli
sensitive
çabuk etkilenen
sensitive
(Tıp) sansitif
sensitive
duyar

O, soğuğa karşı çok duyarlıdır. - He is very sensitive to cold.

Isıya karşı çok duyarlıyım. - I am very sensitive to heat.

sensitive
hassaslık
sensitive
narin
sensitive
çok duygusal
sensitive
alıngan

O kadar alıngan olma. - Don't be so sensitive.

sensitive
duyguları çok iyi belirten
sensitive
(Biyoloji) sensitif
sensitive
hassas kimse
sensitive
alıngan kimse
sensitive
(Askeri) HASSAS: Açıklanması himayesinde bulundurduğu kişinin güvenliğine tehdit, yüz kızarıklığı ve ihlal oluşturan özel koruma gerektiren. Bir kuruluş, tesis, şahıs, mevki-makam, doküman, malzeme veya faaliyete tatbik edilebilir
sensitive
{s} to -e duyarlı, -e hassas
sensitive
(sıfat) duyarlı, hassas, alıngan, duygulu, içli
English - English
sensitive

Swedenborg was one of the leading savants of Europe; it would be absurd to place any of our sensitives on the same intellectual level.

one with a paranormal sensitivity to something that most cannot perceive

    Hyphenation

    one with a par·a·nor·mal sen·si·ti·vi·ty to some·thing that most can·not per·ceive

    Turkish pronunciation

    hwʌn wîdh ı perınôrmıl sensîtîvîti tı sʌmthîng dhıt mōs kınät pırsiv

    Pronunciation

    /ˈhwən wəᴛʜ ə perəˈnôrməl ˌsensəˈtəvətē tə ˈsəmᴛʜəɴɢ ᴛʜət ˈmōs kəˈnät pərˈsēv/ /ˈhwʌn wɪð ə pɛrəˈnɔːrməl ˌsɛnsɪˈtɪvɪtiː tə ˈsʌmθɪŋ ðət ˈmoʊs kəˈnɑːt pɜrˈsiːv/
Favorites