one who tells, relates, or communicates; an informer, narrator, or describer

listen to the pronunciation of one who tells, relates, or communicates; an informer, narrator, or describer
English - Turkish

Definition of one who tells, relates, or communicates; an informer, narrator, or describer in English Turkish dictionary

teller
{i} banka memuru
teller
{i} söyleyen
teller
(Ticaret) kasiyer
teller
{i} anlatan
teller
anlatıcı

Tom, iyi bir öykü anlatıcısı. - Tom is a good story teller.

Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı. - My son tried to become a teller of funny stories.

teller
söyleyen kimse
teller
oy sayıcı
teller
haber veren
teller
banka veznedarı
teller
kasa memuru
teller
tellershipveznedarlık
teller
sayım görevli/kasa memur
teller
{i} anlatan/söyleyen kimse, anlatıcı
teller
{i} (bankada) veznedar
teller
{i} veznedar

Peter gerçek bir veznedardır. - Peter is a truth teller.

teller
bir mecliste oylan sayan kimse
teller
(Askeri) OYLARI SAYMAK İÇİN GÖREVLENDİRİLEN ŞAHIS
English - English
teller
one who tells, relates, or communicates; an informer, narrator, or describer

    Hyphenation

    one who tells, relates, or communicates; an informer, narrator, or de·scrib·er

    Pronunciation

Favorites