English - Turkish
Definition of one who supplies, provider; one who supplies products or services in English Turkish dictionary
- supplier
- (Pazarlama) tedarikçi
Sami ilaç tedarikçisine geri ödeme yaptı.
-Sami paid his drug supplier back.
Leyla bir tedarikçiyle olan acı bir hukuki ihtilaf sonrasında şirketini kaybetti.
-Layla lost her company after a bitter legal dispute with a supplier.
- supplier
- mal veren
- supplier
- (Ticaret) mal sağlayan
- supplier
- (Gıda) ikmalci
- supplier
- üretici
- supplier
- mal sağlayan firma
- supplier
- (Ticaret) tedarikçi firma
Tedarikçi firmamı değiştirmeyi düşünüyorum.
-I'm thinking about changing my supplier.
- supplier
- (Ticaret) mal ikmali yapan
- supplier
- (Ticaret) alacaklı
- supplier
- (Politika, Siyaset) arz eden
- supplier
- gereksinimleri karşılayan
- supplier
- sağlayan
- supplier
- sağlayıcı
- supplier
- tedarik eden kimse/firma
- supplier
- (Mukavele) tedarikçi, tedarik eden firma
- supplier
- (isim) ihtiyacı karşılayan, satıcı
- supplier
- {i} ihtiyacı karşılayan
- supplier
- (Nükleer Bilimler) müteahhit
- supplier
- {i} mal sağlayan kimse/firma
Related Terms
English - English
Definition of one who supplies, provider; one who supplies products or services in English English dictionary
- {i} supplier
one who supplies, provider; one who supplies products or services
Hyphenation
one who supplies, provider; one who supplies products or ser·vic·esPronunciation
Resimler
History
Favorites