English - Turkish
Definition of one who shows trained skill or rare taste in any manual art or occupation in English Turkish dictionary
- artist
- {i} sanatçı
Japonya'daki en büyük sanatçılardan biridir.
-He is one of the greatest artists in Japan.
Onun yetenekli bir sanatçı olduğundan şüphe etmeye yer yok.
-There is no room to doubt that he is a gifted artist.
- artist
- ressam
Tove Jansson'ın sadece Moomin'in annesi değil, aynı zamanda son derece yetenekli bir ressam olduğunu biliyor muydun?
-Did you know that Tove Jansson is not only mother of the Moomin, but also a extremely gifted artist?
Ressam Çin mürekkebiyle çizdi.
-The artist drew with Chinese ink.
- artist
- {i} artist
- artist
- {i} sanatkâr
- artist
- argo düzenbaz kimse
- artist
- sanatçı, karikatür sitesinden çok sayıda sanatsal karikatürü ücretsiz indirebilir, kullanabilirsiniz
- artist
- usta
- artist
- işinde çok başarılı kimse
Related Terms
English - English
Definition of one who shows trained skill or rare taste in any manual art or occupation in English English dictionary
- artist
one who shows trained skill or rare taste in any manual art or occupation
Hyphenation
one who shows trained skill or rare taste in a·ny ma·nu·al art or oc·cu·pa·tionTurkish pronunciation
hwʌn hu şōz treynd skîl ır rer teyst în eni mänyuıl ärt ır äkyıpeyşınPronunciation
/ˈhwən ˈho͞o ˈsʜōz ˈtrānd ˈskəl ər ˈrer ˈtāst ən ˈenē ˈmanyo͞oəl ˈärt ər ˌäkyəˈpāsʜən/ /ˈhwʌn ˈhuː ˈʃoʊz ˈtreɪnd ˈskɪl ɜr ˈrɛr ˈteɪst ɪn ˈɛniː ˈmænjuːəl ˈɑːrt ɜr ˌɑːkjəˈpeɪʃən/
Resimler
Favorites