one who secretly or furtively follows another

listen to the pronunciation of one who secretly or furtively follows another
English - Turkish

Definition of one who secretly or furtively follows another in English Turkish dictionary

shadow
{i} gölge

Onun duvardaki gölgesi üzgün görünüyordu. - His shadow on the wall looked sad.

O kendi gölgesinden korkuyor. - She is afraid of her own shadow.

shadow
(Askeri) keşif uçağı
shadow
bozmak
shadow
keder
shadow
gizlice izlemek
shadow
{f} gölgele

Kendilerini gölgelerde sakladılar. - They hid themselves in the shadows.

Gölgelerin kenarları keskin ya da yumuşak olabilir. - The edges of shadows can be sharp or soft.

shadow
hayalet

Hayaletlerin gölgeleri var mı? - Do ghosts have shadows?

shadow
ayrılmaz arkadaş
shadow
nebze
shadow
birinin peşinden ayrılmayan kimse
shadow
{f} tasavvur etmek
shadow
{i} hüzün
shadow
{i} (of) zerre kadar, en ufak bir
shadow
gözcü
shadow
{f} belli etmek
shadow
akis
shadow
(Tıp) Normal rengini kaybetmiş soluk eritrosit (hemoliz sonucu)
shadow
{i} kayırma
shadow
(isim) gölge, karanlık, karartı, siluet, hayal, hayalet, zerre, iz, can yoldaşı, peşinden ayrılmayan hayvan, hüzün, keder, rahatsız eden duygu, koruma, kayırma
English - English
shadow
one who secretly or furtively follows another

    Hyphenation

    one who se·cret·ly or fur·tive·ly follows an·oth·er

    Turkish pronunciation

    hwʌn hu sikrîtli ır fırtîvli fälōz ınʌdhır

    Pronunciation

    /ˈhwən ˈho͞o ˈsēkrətlē ər ˈfərtəvlē ˈfälōz əˈnəᴛʜər/ /ˈhwʌn ˈhuː ˈsiːkrɪtliː ɜr ˈfɜrtɪvliː ˈfɑːloʊz əˈnʌðɜr/
Favorites