one who puts out, ousts, or expels; also, an ouster; dispossession

listen to the pronunciation of one who puts out, ousts, or expels; also, an ouster; dispossession
English - Turkish

Definition of one who puts out, ousts, or expels; also, an ouster; dispossession in English Turkish dictionary

outer
dış

Fırtınalar boyanın dış tabakasını aşındırdı. - Storms have abraded the outer layer of paint.

Serebral korteks beynin dış katmanıdır. - The cerebral cortex is the brain's outer layer.

outer
{s} dışarıdaki
outer
outer space yıldızlar ve gezegenler arasındaki boşlukç outermosten dıştaki
outer
dış taraftaki
outer
dışsal
outer
hariçteki
outer
dıştaki
outer
harici
outer
çöldeki
outer
çöl
outer
hedef merkezi çevresindeki dairenin dış kısmı
English - English
outer
one who puts out, ousts, or expels; also, an ouster; dispossession
Favorites