one who provides information or intelligence, informer, source

English - Turkish

Definition of one who provides information or intelligence, informer, source in English Turkish dictionary

Related Terms

informant

{i} muhbir

Sami, Leyla'nın bir polis muhbiri olduğunu düşündü. - Sami thought Layla was a police informant.

Tom bir FBI muhbiridir. - Tom is an FBI informant.

informant

malumat veren kimse

informant

haber/bilgi veren kimse

informant

{i} haber kaynağı

informant

(Askeri) MUHBİR: Bilerek veya bilmeyerek bir ajan, gizli örgüt veya polise bilgi sağlayan şahıs

informant

bilgi veren kimse,haber veren

informant

{i} ihbarcı

informant

{i} bilgi veren kimse

informant

{i} ispiyoncu

İspiyoncu hakkında herhangi bir bilgi ifşa edemem. - I cannot disclose any information about the informant.

English - English

Definition of one who provides information or intelligence, informer, source in English English dictionary

{i} informant

Hyphenation

one who provides in·for·ma·tion or intelligence, informer, source