Sahipler, onu yönetici olarak atadılar.
- The owners appointed him manager.
Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.
- Cats show emotional habits parallel to those of their owners.
Ben telefonda mal sahibi ile konuşuyorken Polis çekilmiş silahları ile geldi.
- Cops came with guns drawn, as I was talking to the owner on the phone.
Bizim binamızda yaşayan bir sürü insan mal sahibinden hoşlanmıyor.
- A lot of people living in our building don't like the owner.
Tom TV'yi evin önceki sahibinin çatıya monte ettiği antene bağladı.
- Tom connected the TV to the antenna that the previous owner of his house had mounted on the roof.
Kitabı masaya geri koysan iyi olur, zira sahibi oraya geri dönecek.
- You had better put the book back on the desk, for the owner will come back there.
ABD'deki silah sahiplik oranı, dünyanın en yükseğidir.
- The U.S. gun ownership rate is the highest in the world.