English - Turkish
Definition of one who or that which points out in English Turkish dictionary
- indicator
- {i} işaret
- indicator
- sinyal
- indicator
- (Mekanik) sayaç
- indicator
- (Gıda) ayıraç
- indicator
- sinyal lambası
- indicator
- ibre
- indicator
- {i} gösterge
Kendine zarar verme genellikle cinnetin bir göstergesi olarak kabul edilir.
-Self-harm is often regarded as an indicator of insanity.
Dolaşım, bilindiği gibi, derginin otoriterliğinin ana göstergesidir.
-The circulation, as is known, is the main indicator of the periodical's authoritativeness.
- indicator
- {i} bildirici
- indicator
- {i} indikatör
- indicator
- kılâvuz
- indicator
- {i} indeks sayı
- indicator
- (Tıp) Asit veya alkali mevcudiyetini bildiren ecza, endikatör
- indicator
- (Askeri) EMARE: İstihbaratta kullanıldığı şekliyle, muhtemel bir düşmanın bir hareket tarzını kabul veya reddetme niyetini veya imkan ve kabiliyetini gösteren bilgi
- indicator
- indeks
- indicator
- {i} göstergeç
- indicator
- gösteren şey veya kimse
- indicator
- (Tekstil) belirteç, gösterge, indikatör
Related Terms
English - English
Definition of one who or that which points out in English English dictionary
- indicator
one who or that which points out
Turkish pronunciation
hwʌn hu ır dhıt hwîç poynts autPronunciation
/ˈhwən ˈho͞o ər ᴛʜət ˈhwəʧ ˈpoints ˈout/ /ˈhwʌn ˈhuː ɜr ðət ˈhwɪʧ ˈpɔɪnts ˈaʊt/
Resimler
Favorites