one who marks, one who takes notice

listen to the pronunciation of one who marks, one who takes notice
English - Turkish

Definition of one who marks, one who takes notice in English Turkish dictionary

marker
(Tıp) markör
marker
(Dilbilim) değerlendirici
marker
marker
marker
işaretçi
marker
işaretleyen şey
marker
(Dilbilim) belirtici
marker
nişan
marker
imleç
marker
işaretleyici

Üç tane işaretleyiciye ihtiyacım var. - I need three markers.

marker
puan yazıcı
marker
belirleyici
marker
{i} fosforlu kalem

Üç tane fosforlu kaleme ihtiyacım var. - I need three markers.

marker
(Askeri) (LAND MINE WARFARE) İŞARET (KARA MAYIN HARBİ): Bak. "gap marker (land mine warfare) ", "intermediate marker (land mine warfare) ", "lane marker (land mine warfare) ", "row marker (land mine warfare) ", "strip marker (land mine warfare)"
marker
{i} işaret, damga
marker
(isim) işaret, keçeli kalem, fosforlu kalem, damga, işaretleyici
marker
işaret/işaretleyici
marker
belirteç İmler
marker
(Askeri) MARKER: Gerginlik dönemi sırasındaki deniz harekatlarında, çabuk bir taarruz veya engelleyici imkan ve kabiliyeti haiz bir deniz birliği. Ayrıca bakınız: "beacon, shadower"
English - English
{n} marker
one who marks, one who takes notice
Favorites