English - Turkish
Definition of one who loses or has suffered loss in English Turkish dictionary
- loser
- {i} k.dili. başarısızın teki
- loser
- {i} zarar eden kimse
- loser
- ziyan eden kimse
- loser
- a good loser oyunu kaybedince kızmayan kimse
- loser
- başarısız insan
- loser
- boş adam
- loser
- hayatı kaymış
- loser
- kaybeden
Ona güveniyorum, uzun vadede, kaybeden ben olmayacağım.
-I trust that, in the long run, I will not be a loser.
Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.
-If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.
- loser
- yenilen
- loser
- Ezik
- loser
- Hayatta hep kaybeden, başarısız olan
- loser
- {i} mağlup
Tom bir mağlup olduğumu düşünüyor.
-Tom thinks I'm a loser.
Tom'un bir mağlup olduğunu sanmıyorum
-I don't think Tom is a loser.
- loser
- {i} kaybeden kimse
- loser
- {i} başarısız kimse
Related Terms
English - English
Definition of one who loses or has suffered loss in English English dictionary
- {n} loser
- One who loses
- loser
Related Terms
one who loses or has suffered loss
Turkish pronunciation
hwʌn hu luzız ır hız sʌfırd lôsPronunciation
/ˈhwən ˈho͞o ˈlo͞ozəz ər həz ˈsəfərd ˈlôs/ /ˈhwʌn ˈhuː ˈluːzəz ɜr həz ˈsʌfɜrd ˈlɔːs/
Resimler
Favorites