O dün geceki parti için bir keşiş gibi giyinmiş.
- He dressed himself like a hermit for the party last night.
Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu.
- The hermit lived in a wooden hut.
Tavan arasında bir kahverengi keşiş örümceği var.
- There's a brown recluse spider in the attic.
O bir parça keşiştir.
- She's a bit of a recluse.