English - Turkish
Definition of one who is highest rank in traditional authority in English Turkish dictionary
- chief
- başlıca/baş
- chief
- patron/reis/şef
- chief
- önde gelen
Yunanların önde gelen tanrısı Zeus'u şereflendirmek için İsa'dan Önce 776'da ilk Olimpiyat oyunları Olimpos Dağının eteğinde düzenlendi.
-In 776 B.C., the first Olympic Games were held at the foot of Mount Olympus to honor the Greeks' chief god, Zeus.
- chief
- en mühim
- chief
- macun
- chief
- şef
O otuz beş yıldır kabilesinin şefidir.
-He has been the chief of his tribe for 35 years.
Benim bölüm şefimdir.
-He is the chief of my department.
- chief
- başkan
Genelkurmay başkanı savaşın kaybedildiğini bildirdi.
-The army chief reported that the war was lost.
- chief
- amir
- chief
- ana
- chief
- {s} en yüksek rütbede olan, baş
- chief
- en yüksek mevki
- chief
- en çok
Bu kitap en çok pasif içiciliğin etkileriyle ilgilenmektedir.
-This book is chiefly concerned with the effects of secondhand smoking.
- chief
- {i} reis
- chief
- (isim) şef, baş, reis, amir, armanın en üst kısmı
- chief
- chief justice başyargıç
- chief
- başta olan
- chief
- (Tıp) Baş, şef, amir
- chief
- chiefly başlıca
Related Terms
English - English
Definition of one who is highest rank in traditional authority in English English dictionary
- chief
one who is highest rank in traditional authority
Hyphenation
one who I·s highest Rank in tra·di·tion·al au·tho·ri·tyTurkish pronunciation
hwʌn hu îz hayıst rängk în trıdîşınıl ıthôrıtiPronunciation
/ˈhwən ˈho͞o əz ˈhīəst ˈraɴɢk ən trəˈdəsʜənəl əˈᴛʜôrətē/ /ˈhwʌn ˈhuː ɪz ˈhaɪəst ˈræŋk ɪn trəˈdɪʃənəl əˈθɔːrətiː/
Resimler
History
Favorites