one who drives, one who forces or urges on

listen to the pronunciation of one who drives, one who forces or urges on
English - Turkish

Definition of one who drives, one who forces or urges on in English Turkish dictionary

driver
şoför

Şoförlerin toplantı odasında ne işi var? - What are the drivers doing in the meeting room?

Onların babası bir taksi şoförüdür. - Their father is a taxi driver.

driver
sürücü

Ben onun iyi bir sürücü olduğunu düşünüyorum. - I think he is a good driver.

Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim. - I had my driver's license renewed last month.

driver
(Bilgisayar) uyumcu
driver
güçlendirici
driver
kaplin
driver
(Bilgisayar) sürücü yazılımı
driver
operatör
driver
faktör
driver
haydavcı
driver
{i} arabacı
driver
{i} (Bilgisayar) uyumcu
driver
{i} golfte ağaç sopa
driver
{i} sert yönetici
driver
sürücü, bilgisayarın bir kaynağı. A, B, C gibi disk ortamları ve ağ kaynakları
driver
(İnşaat) sürücü, şoför, tornavida
driver
{i} hayvan güden kimse
driver
{i} makinist
English - English
{n} driver
one who drives, one who forces or urges on
Favorites