English - Turkish
Definition of one who blabs; a babbler; a telltale in English Turkish dictionary
- blab
- sır vermek
- blab
- ispiyonlamak
- blab
- açığa vur
- blab
- (fiil) ağzından kaçırmak, boşboğazlık etmek, gevezelik etmek
- blab
- blabbermouthboşboğaz kimse
- blab
- {f} boşboğazlık etmek
- blab
- {f} gevezelik etmek; boşboğazlık etmek
- blab
- ispiyonla
- blab
- geveze
Ben böyle bir gevezeyim.
-I'm such a blabbermouth.
- blab
- çenesi düşük
- blab
- geveze kimse
- blab
- boşboğaz kimse
- blab
- boş sözler söylemek
- blab
- {f} ağzından kaçırmak
- blab
- boşboğaz
Her zaman, erkekler hakkında boşboğazlık ediyorum.
-I blab about the boy all the time.
Related Terms
English - English
Definition of one who blabs; a babbler; a telltale in English English dictionary
- blab
one who blabs; a babbler; a telltale
Hyphenation
one who blabs; a babbler; a tell·talePronunciation
Resimler
Favorites