one who, or that which, stretches

listen to the pronunciation of one who, or that which, stretches
English - Turkish

Definition of one who, or that which, stretches in English Turkish dictionary

stretcher
{i} sedye

Onlar Tom'u bir sedyenin üstünde içeri getirdiler. - They brought Tom in on a stretcher.

Tom'u son gördüğümde o bir sedye üzerindeydi. - The last time I saw Tom, he was on a stretcher.

stretcher
(Askeri) yarımoturak
stretcher
gerici
stretcher
hasta veya ölü taşımaya mahsus teskere
stretcher
{i} gergi
stretcher
{i} tuval
stretcher
{i} ayakkabı kalıbı
stretcher
stretcherbearersedye taşıyan hastabakıcı
stretcher
{i} kasnak
stretcher
(Askeri) SEDYE, HASTA TESKERESİ, TEZKERE: Bak. ""litter"
stretcher
tuval/gergi/sedye
stretcher
{i} oturak (kayık)
stretcher
duvar boyunca enine konulan taş veya tuğla
stretcher
{i} teskere (inşaat)
stretcher
geren şey veya kimse
stretcher
iki çatı direğini bağlayan direk
English - English
stretcher