one who, or that which, accelerates

listen to the pronunciation of one who, or that which, accelerates
English - Turkish

Definition of one who, or that which, accelerates in English Turkish dictionary

accelerator
hızlandırıcı

Sami bir parçacık hızlandırıcı üzerinde çalışıyordu. - Sami was working on a particle accelerator.

Büyük Hadron Çarpıştırıcısı dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısıdır. - The Large Hadron Collider is the world's largest particle accelerator.

accelerator
(Tıp) akseleratör
accelerator
hareketlendirici
accelerator
ivmelendirici
accelerator
(Denizbilim) tezleştirici
accelerator
(Bilgisayar,Teknik) ivdirgeç
accelerator
hızlandırıcı katkılar
accelerator
gaz

Gaz pedalına dikkatlice bastım. - I stepped carefully on the accelerator.

Sen hiç uzun bir aradan sonra arabana bindin mi ve frenle gazı karıştırdın mı? - Have you ever got in your car after a long absence and got the brake mixed up with the accelerator?

accelerator
ivdireç
accelerator
(Teknik,Ticaret) hızlandıran
accelerator
gaz pedalı

Gaz pedalına dikkatlice bastım. - I stepped carefully on the accelerator.

accelerator
hızlandırıcı,gaz pedalı,sempatik sınır
accelerator
(Biyoloji) etkiyi hızla artıran
accelerator
(Mimarlık) priz hızlandırıcı akseleratör
accelerator
{i} sempatik sinir
accelerator
(Tıp) Tacil edne, hızlandıran
accelerator
(Tekstil) 1. hızlanma vasıtası 2. süratlendiren
English - English
accelerator
one who, or that which, accelerates
Favorites