English - Turkish
Definition of one who, or that which, condenses in English Turkish dictionary
- condenser
- (Tekstil) yoğunlaştırıcı
- condenser
- yoğunlaştırıcı cihaz
- condenser
- miksefe
- condenser
- aydınlatma merceği
- condenser
- kondansör veya yoğuşturucu
- condenser
- biriktirici
- condenser
- (Tıp) kondensan
- condenser
- yoğuşturucu
- condenser
- soğutucu
- condenser
- yoğunlaç
- condenser
- kondansör
- condenser
- (Tıp) Buhar, gaz veya sıvı haldeki maddeyi sıkıştıran makina
- condenser
- {i} fiz. kondansatör, yoğunlaç
- condenser
- tazyik makinası
- condenser
- {i} kim. yoğuşturucu
- condenser
- (Tıp) Elektrik kondansatörü
- condenser
- {i} mercek
- condenser
- elektrik kondensatörü teksif adesesi
- condenser
- (isim) kondansatör, mercek
Related Terms
English - English
Definition of one who, or that which, condenses in English English dictionary
- condenser
one who, or that which, condenses
Pronunciation
Resimler
Favorites