English - Turkish
Definition of one who, or that which, buzzes; a whisperer; a talebearer in English Turkish dictionary
- buzzer
- vibratör
- buzzer
- (Spor) korna
- buzzer
- vızıltılı elektrik zili
- buzzer
- (Bilgisayar,Teknik) vızlayıcı
- buzzer
- sinyal veren alet
- buzzer
- zil
Tom üç defa zile bastı.
-Tom pressed the buzzer three times.
- buzzer
- sinyal
- buzzer
- vızıltı sesi veren aygıt
- buzzer
- {i} vızıldayan böcek
- buzzer
- sinyal/sinyal veren alet
- buzzer
- {i} vızıldayan alet
- buzzer
- (İnşaat) ikaz sesi
- buzzer
- {i} istim düdüğü
- buzzer
- vızıltı sesi veren aygıt,zil
- buzzer
- vızıltıya benzer ses çıkaran elektrik zili
- buzzer
- {i} dızlama ile çalan saat
Related Terms
English - English
Definition of one who, or that which, buzzes; a whisperer; a talebearer in English English dictionary
- buzzer
one who, or that which, buzzes; a whisperer; a talebearer
Hyphenation
one who, or that which, buzzes; a whisperer; a tale·bear·erPronunciation
Resimler
History
Favorites