English - Turkish
Definition of one who, or that which, bears, sustains, or carries in English Turkish dictionary
- bearer
- hâmil
Bu çek, hamiline ödenebilir.
-This check is payable to the bearer.
- bearer
- {i} taşıyan
- bearer
- hamil/taşıyıcı
- bearer
- {i} üzerinde taşıyan kimse, elinde bulunduran kimse
- bearer
- üzerinde taşıyan kimse
- bearer
- (Ticaret) hamiline yazılı
- bearer
- tabut taşıyan kişi
- bearer
- meyve veren ağaç
- bearer
- bitki
- bearer
- destek
- bearer
- {i} götüren
Bu bilet götürene bir çikolatalı dondurma hakkı tanır.
-This ticket entitles the bearer to one chocolate ice cream.
- bearer
- to the bearer hamiline
- bearer
- tabut taşıyan kimse
- bearer
- taşıyan kimse
- bearer
- destek,taşıyıcı
- bearer
- hamil kimse
- bearer
- götüren kimse
- bearer
- {i} tabut taşıyıcı
- bearer
- (isim) taşıyan, taşıyıcı, götüren, getiren, hamil; tabut taşıyıcı
- bearer
- {i} getiren
Related Terms
English - English
Definition of one who, or that which, bears, sustains, or carries in English English dictionary
- bearer
one who, or that which, bears, sustains, or carries
Pronunciation
Resimler
Favorites