Ben her iki kitabı okumadım.
- I haven't read either book.
O her iki eliyle yazabilir.
- He can write with either hand.
Çocuklardan hiçbirini görmedim.
- I didn't see either boy.
Onlardan hiçbirini tanımıyorum.
- I don't know either of them.
O, sporların düşkünü değildir, ben de değilim.
- He is not fond of sports, and I am not either.
Ben buna karşı değilim ama bunun lehinde de değilim.
- I'm not against it, but I'm not for it, either.
Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.
- You can have either of these, but not both.
Bu pulların ikisinden birini sana vereceğim.
- I'll give you either of these stamps.
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.
- Ray was willing to corroborate Gary's story, but the police were still unconvinced that either of them were telling the truth.
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the two books.
Bardaklardan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the glasses.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
... And ' and what's at stake here is one of two things, either Candy ' this blows ...