one of the small objects played in board games, e.g. a pawn or a draught

listen to the pronunciation of one of the small objects played in board games, e.g. a pawn or a draught
English - Turkish

Definition of one of the small objects played in board games, e.g. a pawn or a draught in English Turkish dictionary

piece
{i} tane

Japon satrancında kaç tane farklı parça var? - How many different pieces are there in Japanese chess?

Kahvaltı için iki tane tost ve üç yumurta yedim. - I ate three eggs and two pieces of toast for breakfast.

piece
{i} taş (dama)
piece
{i} eser

Baba! Bu güzel sanat eserini nasıl anlayamıyorsun? - Dad! How can you not understand this beautiful piece of art?

O, seramik eser yaparak zengin oldu. - She became rich by making ceramic pieces.

piece
{i} kırıntı
piece
{i} kısa mesafe
piece
kalıp
piece
(Askeri) tek silah
piece
(Satranç) piyadeden yüksek taş
piece
parça

Bana iki parça tebeşir ver. - Give me two pieces of chalk.

Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazınız. - Please write the answer on this piece of paper.

piece
(isim) parça, tane, bir parça, eser, kırıntı, piyes, iş, tüfek, kısa mesafe, kısa süre, taş (dama), piyondan büyük taş, madeni para
piece
{i} oyun, piyes
piece
{i} satranç piyadeden yüksek taş
piece
(fiil) yamalamak, parça koymak, eklemek, birleştirmek, parçalarını eklemek
piece
(Askeri) TEK SİLAH; TOP: Herhangi bir ateşli silah. Bir topçu silahı, bir makineli tüfek veya bir piyade tüfeğine bu isim verilir
piece
{f} eklemek
piece
{i} örnek
piece
{i} dama taşı
piece
parçalarını bir araya getirerek tamir etmek
piece
{f} parçalarını eklemek
piece
{i} parça, kısım, bölüm
English - English
piece
one of the small objects played in board games, e.g. a pawn or a draught
Favorites