Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır.
- Death is an integral part of life.
Teklifin diğer kısımlarını tartıştılar.
- They debated other parts of the proposal.
Tayland'da ülkenin bazı kısımları pirinç yetiştirmek için şimdiden aşırı kuru hale geldi.
- In Thailand it has already become too dry to grow rice in some parts of the country.
Onların tarafında bir hataydı.
- It was a mistake on their part.
Parti Mac tarafından organize edildi.
- The party was organized by Mac.
Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.
- I partly agree with you.
Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.
- This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.
Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.
- After the birth of your child, you should make your work part-time.
Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.
- I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
- I plan on doing my part.
Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
- I try to do my part to help the community.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
- Who was at the party beside Jack and Mary?
Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
- What is the hard part of learning Japanese?
Ölüm bizi ayırana kadar iyi ve kötü günde seni seveceğim.
- I will love you for better for worse till death us do part.
İş ortakları olarak on yıl sonra, yollarını ayırmaya karar verdiler.
- After ten years as business partners, they decided to part ways.
Ondan ayrılmak zorunda olduğu gün sonunda geldi.
- The day came at last when he had to part from her.
O, evinden ayrılmak zorunda kaldı.
- He had to part with his house.