Bir an kavga edip bir an öpüşüyorlardı. - One moment, they were arguing and the next they were kissing.
Bir an kavga edip bir an öpüşüyorlardı.
One moment, they were arguing and the next they were kissing.
Tom Havard'a girebileceğini bir an için asla hayal etmedi. - Tom never for one moment imagined that he'd be able to get into Harvard.
Tom Havard'a girebileceğini bir an için asla hayal etmedi.
Tom never for one moment imagined that he'd be able to get into Harvard.