one another, each to the other

listen to the pronunciation of one another, each to the other
English - Turkish

Definition of one another, each to the other in English Turkish dictionary

each other
birbirine

Tom ve Mary birbirine çok yakın. - Tom and Mary are very close to each other.

Tom ve Mary birbirine sürekli yalan söyler. - Tom and Mary lie to each other all the time.

each other
yekdiğerini
each other
birbiri

Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi. - My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!

Biz birbirimizi tanımıyoruz. - We don't know each other.

each other
birbirini

Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir. - These two lines cut across each other at right angles.

Onlar birbirini çok iyi tanımıyorlar. - They don't know each other very well.

each other
birbirlerini

Onlar asla birbirlerini tekrar görmeyeceklerdi. - They were never to see each other again.

Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı. - The two people were shaking hands heartily as if they had not seen each other for years.

each other
birbirimizi

Biz birbirimizi tanımıyoruz. - We don't know each other.

Biz ayrıldık, birbirimizi asla tekrar görmeyeceğiz. - We parted, never to see each other again.

English - English
each other