Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching television.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching TV.
Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
- My brother lives in Tokyo.
O Taro'nun erkek kardeşi.
- He is Taro's brother.
Kayınbiraderim önemsiz konulardan kolayca sinirlenir.
- My brother-in-law easily loses his temper from trivial matters.
Matt Rita'nın kayınbiraderi.
- Matt is Rita's brother-in-law.
Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.
- We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.
Beş kardeş çiftlikte birlikte çalıştı.
- Five brothers worked together on the farm.