Şimdi sıcaklık sıfırın altında on derece.
- It is ten degrees below zero now.
O bir doktora derecesi aldı.
- She received a doctor's degree.
Onun büyük babası yüksek rütbeli bir askerdi.
- His grandfather was a soldier of high degree.
Senin bir mezuniyet diploman var.
- You have a bachelor's degree.
Diplomanı nerede aldın?
- Where did you get your degree?
Ben bir lisans derecesi aldım.
- I earned a bachelor's degree.
O matematik alanında yüksek lisans derecesine sahiptir.
- He has a master's degree in mathematics.
If they but knew it, almost all men in their degree, some time or other, cherish very nearly the same feelings towards the ocean with me.