Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching TV.
Erkek kardeşim, ben kadar büyük.
- My brother is as large as I.
O Taro'nun erkek kardeşi.
- He is Taro's brother.
Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
- My brother lives in Tokyo.
Matt Rita'nın kayınbiraderi.
- Matt is Rita's brother-in-law.
Tom Mary'nin kayınbiraderidir.
- Tom is Mary's brother-in-law.
Bugün Tom'un erkek kardeşiyle birlikte sinemaya gideceğim.
- Today I'll go to the cinema with Tom's brother.
Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.
- We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.