Onu son olarak reddet.
- Turn him down once and for all.
Onunla birlikte alışverişe gitmeyeceğimi ilk ve son olarak ona söyledim.
- I told her once and for all that I wouldn't go shopping with her.
Sorunu kesin olarak hallettiler.
- They have solved the problem once and for all.
Sigara içmeyi kesin olarak bıraktım.
- I stopped smoking once and for all.
O ilk ve son olarak girişiminden vazgeçti.
- He gave up his attempt once for all.
O ilk ve son olarak girişiminden vazgeçti.
- He gave up his attempt once for all.
They replaced the door, in hopes of correcting the sticking and squeaking once and for all.