Bir kerede iki yerde olamazsın.
- You can't be at two places at once.
Bir keresinde bir panda gördüm.
- I have seen a panda once.
Öğrenci olduğu zamanlar diskoya sadece bir kez gitti.
- When he was a student, he went to the disco only once.
Öğrenci olduğu zamanlar diskoya sadece bir kez gitti.
- When she was a student, she went to the disco only once.
Birdenbire, o konuştu.
- All at once, he spoke out.
Mary'nin açıklamaları beni büyüledi ve birdenbire beni üzdü.
- Mary's explanations enchanted me and desolated me all at once.
En azından ayda bir defa anne babana yazmayı unutmamalısın.
- You must not forget to write to your parents at least once a month.
Bu işlerin hepsini bir defada yapmaya çalışma.
- Don't try to do all these things at once.
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I met him once when I was a student.
Onu bir zamanlar trende gördüm.
- I have seen him once on the train.
Emekli olur olmaz tüm zamanımı Tatoeba'ya ayıracağım.
- Once I retire, I will dedicate my whole time to Tatoeba.
Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler.
- People rarely come to see you once you are retired.
Once a strategic plan is developed, strategic managers must manage the startegic momentum.
Sana eskiden hiç söz etmedim.
- I never mentioned you once.
Bizim için sürpriz oldu, o hemen yeniden hayata döndü.
- To our surprise, she revived at once.
Bari hemen başlayalım.
- We may as well start at once.
We'll get a move on once we find the damn car keys!.