Many relatives came to the confirmation.
- Birçok yakınlar onay için geldi.
I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here's my confirmation card.
- Bir rezervasyonum var, benim adım Kaori Yoshikawa. İşte benim onay kartım.
Even Tom gave his assent.
- Tom bile onayını verdi.
Both houses of Congress approved Jefferson's proposal.
- Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.
They don't seem to approve of the plan.
- Planı onaylayacak gibi görünmüyorlar.
Please endorse this check.
- Lütfen bu çeki onayla.
Please endorse this check.
- Lütfen bu çeki onayla.
We certainly don't endorse that.
- Kesinlikle onu onaylamıyoruz.
Tom will never sanction this.
- Tom bunu asla onaylamaz.
It is necessary to obtain the sanction of the authorities to enter this building.
- Bu binaya girmek için yetkililerin onayını almak gereklidir.
Validating an angry client's feelings is an effective way of defusing the situation.
- Kızgın bir müşterinin duygularını onaylama durumun yatıştırılmasında etkili bir yoldur.
She grinned her approval.
- Onun onayına sırıttı.
She wants her mother's approval.
- O annesinin onayını ister.
I will confirm my plane reservation.
- Uçak rezervasyonumu onaylayacağım.
You will receive a confirmation email after your account has been activated by an administrator.
- Hesabınız aktif edildikten sonra bir yöneticiden onaylama e-postası alacaksınız.