onaylanması

listen to the pronunciation of onaylanması
Turkish - English
(Ticaret) adoption of accounts
onayla
approve of

I don't approve of his decision. - Onun kararını onaylamıyorum.

They don't seem to approve of the plan. - Planı onaylayacak gibi görünmüyorlar.

onayla
{f} approve

They don't seem to approve of the plan. - Planı onaylayacak gibi görünmüyorlar.

Spain approved the treaty. - İspanya antlaşmayı onayladı.

onayla
acknowledged
onayla
(Bilgisayar) confirm

I can neither confirm nor deny this. - Ben bunu ne onaylayabilirim ne de inkar edebilirim.

I will confirm my plane reservation. - Uçak rezervasyonumu onaylayacağım.

onayla
(Bilgisayar) verify
onayla
(Bilgisayar) check

Please endorse this check. - Lütfen bu çeki onayla.

onayla
{f} attesting
onayla
{f} approved

Both houses of Congress approved Jefferson's proposal. - Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.

He said the treaty must be approved as written. - O, antlaşma yazılı olarak onaylanmalı dedi.

onayla
{f} validating

Validating an angry client's feelings is an effective way of defusing the situation. - Kızgın bir müşterinin duygularını onaylama durumun yatıştırılmasında etkili bir yoldur.

onayla
{f} validated
onayla
approbate
onayla
{f} confirmed

The spokesman confirmed that the report was true. - Sözcü raporun doğru olduğunu onayladı.

Tom's doubts have been confirmed. - Tom'un şüpheleri onaylandı.

onayla
avouch
onayla
validate
onayla
{f} certified
onayla
certify
onayla
{f} acknowledge

Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is. - Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.

onayla
corroborate

Tom corroborated Mary's story. - Tom Mary'nin hikayesini onayladı.

lisansların onaylanması
(Hukuk) verification of licences
onayla
okay
onayla
probate
onayla
confirming
ruhsatların onaylanması
(Hukuk) verification of licences
vasiyetnamenin onaylanması
probate
vasiyetnamenin tebliğ ve onaylanması
proving of a will
onaylanması
Favorites