After a long wait in line, she was told she should get a certified copy of her birth certificate as identification.
- Uzun bir bekleyişten sonra, ona kimlik olarak onun doğum belgesinin onaylı bir nüshasını alması gerektiği söyleniyor.
Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.
- Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı.
You will receive a confirmation email after your account has been activated by an administrator.
- Hesabınız aktif edildikten sonra bir yöneticiden onaylama e-postası alacaksınız.
Even Tom gave his assent.
- Tom bile onayını verdi.
They don't seem to approve of the plan.
- Planı onaylayacak gibi görünmüyorlar.
Father will never approve of my marriage.
- Babam, evliliğimi asla onaylamayacak.
Please endorse this check.
- Lütfen bu çeki onayla.
We certainly don't endorse that.
- Kesinlikle onu onaylamıyoruz.
Please endorse this check.
- Lütfen bu çeki onayla.
Tom will never sanction this.
- Tom bunu asla onaylamaz.
It is necessary to obtain the sanction of the authorities to enter this building.
- Bu binaya girmek için yetkililerin onayını almak gereklidir.
Validating an angry client's feelings is an effective way of defusing the situation.
- Kızgın bir müşterinin duygularını onaylama durumun yatıştırılmasında etkili bir yoldur.
With your approval, I would like to offer him the job.
- Senin onayınla, işi ona teklif etmek istiyorum.
She wants her mother's approval.
- O annesinin onayını ister.
I'd like to confirm my reservation for the 30th.
- 30'u için rezervasyonumu onaylamak istiyorum.
I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here's my confirmation card.
- Bir rezervasyonum var, benim adım Kaori Yoshikawa. İşte benim onay kartım.