We had no choice but to leave the matter to him.
- Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.
The bank lent him 500 dollars.
- Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
He asked her where she lived.
- O, ona nerede yaşadığını sordu.
I showed her my room.
- Ona kendi odamı gösterdim.
You may as well say it to him in advance.
- Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz.
I paid five dollars to him.
- Ona beş dolar ödedim.