It'll cost about 2,000 yen to repair it.
- Onu onarmak yaklaşık 2,000 yen'e mal olacak.
Mary was a tomboy growing up and liked to repair cars and tractors.
- Mary büyüyen bir erkek fatmaydı ve arabaları ve traktörleri onarmaktan hoşlanıyordu.
It'll cost $300 to fix it.
- Bunu onarmak 300 dolara mal olacak.
They're here to fix the heating system.
- Onlar ısıtma sistemini onarmak için buradalar.
I want to mend this watch.
- Bu saati onarmak istiyorum.
It is never too late to mend.
- Onarmak için asla çok geç değil.
I want to mend this watch.
- Bu saati onarmak istiyorum.
I cannot mend this carpet. It's too old.
- Ben bu halıyı onaramam. Çok eski.
I'd like to renovate the house.
- Evi onarmak istiyorum.
Tom repaired my watch for me.
- Tom benim için saatimi onardı.
About how much would it cost to have this chair repaired?
- Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?
My socks are in need of mending.
- Çoraplarımın onarıma ihtiyacı var.
These new shoes already want mending.
- Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.
Tom fixed it with a hammer.
- Tom onu bir çekiçle onardı.
I've fixed the radio for him.
- Onun için radyoyu onardım.
My bicycle needs fixing.
- Bisikletimin onarılmaya ihtiyâcı var.
They're here to fix the heating system.
- Onlar ısıtma sistemini onarmak için buradalar.
After his knee repair, he could walk without pain.
- Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.
The mechanic said the repair would not take long.
- Tamirci onarımın uzun sürmeyeceğini söyledi.
Is it possible to repair the washing machine?
- Çamaşır makinesini onarmak mümkün müdür?
He has to repair the clock.
- O, saati onarmak zorundadır.