on top of

listen to the pronunciation of on top of
English - Turkish
-e ek olarak, -in yanı sıra, ile beraber: He's doing this on top of his regular job. Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor. He asked for a
ayrıca
üstüne

Bu kitabı diğerlerinin üstüne koy. - Put this book on top of the others.

Kayakları arabanın üstüne koydu. - He put the skis on top of the car.

-e ilaveten
-in yanı sıra
üstünde

Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey tıkırdamaya başladı. - Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.

Parmaklığın üstünde iki çocuk oturuyor. - Two children are sitting on top of the fence.

ile beraber
-e ek olarak
tepesinde

Tom bir terfi aldıktan sonra kendini dünyanın tepesindeymiş gibi hissediyordu. - Tom was feeling on top of the world after getting a promotion.

Sen çan eğrisinin tepesindesin. - You're on top of the bell curve.

üstelik
in tepesinde
-e ek olarak, -in yani sıra, ile beraber: "He's doing this on top of his regular job. - Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor.", "She asked for a promotion, and on top of that she wanted a raise. - Terfiini istedi; bir de üstüne üstlük bir maaş artışı talep etti."
-in tepesinde
on top
(Bilgisayar) üstte

Biz her zaman altta değil ve üstte olabilir miyiz? - May we always be on top and not at the bottom.

on the top of
m. : prep.konusunda
on of
Üzerine
on the top of
konusunda
on top
üst

Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir. - A house is built on top of a solid foundation of cement.

Kayakları arabanın üstüne koydu. - He put the skis on top of the car.

be on top of
{k} (duruma) hâkim olmak
English - English
Fully informed about, and in control of something; up to speed with

I have sorted out the problems and am now on top of the situation.

In addition to something else

. . and on top of all that, I got a puncture!.

Atop
over all of, over the surface of; in addition to
on top
In a dominant position

At the end of the season, Manchester United came out on top.

on top
in a leading or the dominant position
on top
on the highest point or surface
on top
in addition
On the top of
atop
on top
on, located on the top of -, atop; at the summit, at the peak
on top of

    Turkish pronunciation

    ôn tôp ıv

    Pronunciation

    /ˈôn ˈtôp əv/ /ˈɔːn ˈtɔːp əv/

    Etymology

    [ 'on, 'än ] (preposition.) before 12th century. Middle English an, on, preposition and adverb, from Old English; akin to Old High German ana on, Greek ana up, on.

    Videos

    ... trillion tax cut on top of $2 trillion of additional spending for our military. And ...
    ... What we are doing in eduction on top of platforms like ...
Favorites