on the other side or part

listen to the pronunciation of on the other side or part
English - Turkish

Definition of on the other side or part in English Turkish dictionary

contra
kontra

Bir kontrat yapmamız gerekiyor. - We need to have a contract.

Yeni kontratı Tom'a imzalattım. - I got Tom to sign the new contract.

contra
hesabın alacak bölümü
on the side
ek olarak
contra
karşı olarak
contra
önek karşı, zıt, aksi
contra
aksine

Aksine kanıt olmadığı için herkes onun hikayesine inanıyor. - Everyone believes his story since there is no evidence to the contrary.

Resim bunun aksine renkli. - The picture is colorful in contrast with this one.

contra
önek karşı
contra
{e} karşı

Düne karşın,bugün hiç sıcak değil. - In contrast to yesterday, it isn't hot at all today.

Bob'a kalırsa, bir şey dönüyor. Buna karşılık, Jane çok dikkatli. - As far as Bob is concerned, anything goes. By contrast, Jane is very cautious.

contra
{e} aksi

Ne var ki aksi de her zaman doğrudur. - And yet, the contrary is always true as well.

Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir. - Mary is not poor. On the contrary, she is quite rich.

contra
{e} karşıt

Hiçbir karşıt kanıt yoktur. - There is no evidence to the contrary.

contra
(Anatomi) karşı, zıt
on the side
yanısıra
on the side
bir de
on the side
ikinci bir iş olarak: He's a grocer, but he fixes radios on the side. Bakkal, ama ikinci bir iş olarak radyo tamiratı yapıyor
on the side
{k} (deyim) fazladan,ayrica bir gelir
on the side
ikinci bir iş olarak
on the side
ayrıca

Ayrıca sos almak istiyorum, lütfen. - I'd like to have the sauce on the side, please.

Ayrıca bu biraz ekstra yapmak için bir yoldur. - It's a way to make a little extra on the side.

the other side
öte

Sami öteki taraftaydı. - Sami was on the other side.

on the other side or part

    Hyphenation

    on the oth·er side or part

    Turkish pronunciation

    ôn dhi ʌdhır sayd ır pärt

    Pronunciation

    /ˈôn ᴛʜē ˈəᴛʜər ˈsīd ər ˈpärt/ /ˈɔːn ðiː ˈʌðɜr ˈsaɪd ɜr ˈpɑːrt/
Favorites