on the other hand; to the contrary of what was said or suggested; instead

English - Turkish

Definition of on the other hand; to the contrary of what was said or suggested; instead in English Turkish dictionary

rather

-den ziyade

rather

-mektense: I decided to visit a friend rather than go home. Eve gitmektense bir arkadaşı ziyaret etmeye karar verdim

Onlar tartışmıyorlar fakat daha ziyade bir oyunu prova ediyorlar. - They're not quarreling, but rather rehearsing a play.

Bu tür şeyler çoğunlukla kötülükten daha ziyade bir kaza sonucudur. - Such things are often a result of accident rather than malice.

Sözleşme oldukça gevşek. - The contract was rather loose.

Japonca bilgim oldukça zayıftır. - My knowledge of Japanese is rather poor.

Bu bana gülmeni istemediğim için değil aksine sana gülmek istediğim içindir. - It is not because I do not want you to laugh at me, rather it is because I would like to laugh at you.

O benim oğlum değil, aksine, ben onun babasıyım. - He's not my son, rather, I'm his father.

rather

(zarf) tercihen, iyisimi, daha iyisi, daha doğrusu, oldukça, bayağı, az çok, aksine [brit.], bilâkis [brit.]

rather

tercihen/oldukça/birazcık

rather

tersine

Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur. - If you translate from your second language into your own native language, rather than the other way around, you're less likely to make mistakes.

rather