omuzluk

listen to the pronunciation of omuzluk
Turkish - English
prov. shoulder yoke (for carrying loads)
(Askeriye) shoulder strap; shoulder loop; shoulder mark
(Denizcilik) the quarter or bow sections of a ship
(Askeriye) epaulet
epaulette
epaulet
epaulette, epaulet apolet
omuz
shoulder

The burden is light on the shoulder. - Sorumluluk omuzda hafiftir.

My shoulders feel stiff. - Benim omuzlarım sert.

omuz
shoulder in
kıç omuzluk
quarter
omuz
scapular
omuz
humeral
Turkish - Turkish
Omza alınıp iki ucuna yük asılan kısa sırık, çiğindirik
Kuşların omuz kısmında bulunan küçük kuşların tümü
Teknenin baş ve kıç tarafındaki 45 derecelik açı civarındaki istikamet
Gemilerde baş ve kıç bölümlerinin her bir yanı
Rütbeyi göstermek amacıyla omuzlara takılan işaret, apolet
Geminin borda kaplamalrının, baş ve kıç bodoslamalarına bitişmek için kavis yaptığı noktalarla bodoslamalar arasında kalan kısım
apolet
Omuz
çiğin
omuz
Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm: "Başı omuzları içine çökmüş gibi idi."- F. R. Atay
omuz
Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm
omuzluk
Favorites