omuzlar

listen to the pronunciation of omuzlar
Turkish - English
shoulders

Tom carried Mary on his shoulders. - Tom Mary'yi omuzlarında taşıdı.

He has broad shoulders. - Onun geniş omuzları vardı.

third-person singular of shoulder
plural of shoulder
omuz
shoulder

The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise. - Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.

The burden is light on the shoulder. - Sorumluluk omuzda hafiftir.

omuz
shoulder in
omuz
scapular
omuz
humeral
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) MENAKİB
Omuz
çiğin
omuz
Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm: "Başı omuzları içine çökmüş gibi idi."- F. R. Atay
omuz
Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm
omuzlar
Favorites