olmuş

listen to the pronunciation of olmuş
Turkish - English
has-been
ripe
has become

I don't know what has become of the boy. - Bu çocuğa neler olmuş bilmiyorum.

It has become quite common. - O, oldukça yaygın olmuştur.

happened

Something must have happened to Bob yesterday. - Dün Bob'a bir şey olmuş olmalı.

Something might have happened to her. - Ona bir şey olmuş olabilir.

up
grown
done

Tom seemed to regret what he had done. - Tom yaptıklarından pişman olmuş gibi görünüyordu.

mature
olmuş bitmiş iş
fait accompli
olmuş kabul etmek
(Hukuk) take for granted
olan olmuş
that was
ikna olmuş
convinced

Tom doesn't sound convinced. - Tom ikna olmuş görünmüyor.

Tom doesn't look too convinced. - Tom çok ikna olmuş görünmüyor.

ol
be
ol
became
ol
are
ol
is
ol
was
ol
were
rahatsız olmuş
annoyed

Tom had an annoyed look on his face. - Tom'un yüzünde rahatsız olmuş bir görünüm vardı.

The people next door were annoyed with us for making so much noise last night. - Yan taraftaki insanlar dün gece çok gürültü yaptığımız için bizden rahatsız olmuştu.

tatmin olmuş
satisfied

You're never satisfied. - Sen asla tatmin olmuş değilsin.

Although she is poor, she is satisfied. - O, fakir olmasına rağmen, tatmin olmuştur.

yok olmuş
gone
birlik olmuş
corporate
dahil olmuş
entered
deforme olmuş
misshapen
entegre olmuş
integrated
hamur olmuş
sad
konsantre olmuş
concentrated
mahkum olmuş
(Kanun) convicted
memnun olmuş
pleased
mest olmuş bir halde
ecstatically
mezun olmuş
graduated

I will have graduated from college by the time you come back from America. - Sen Amerika'dan dönmeden önce, ben üniversiteden mezun olmuş olacağım.

neden olmuş
led
ol
for
sebep olmuş
caused
teslim olmuş
surrendered
yeni olmuş
fresh
üye olmuş
entered
ol
come about
ol
grew into
ol
been of
ol
be of
ol
been
ol
become
ol
to be
ol
{f} happening
ol
am
ol
being
ol
happen
ol
grow into
ol
{f} becoming
olmuşlar
wakened
sünnet olmuş
circumcised
şaşa kalmış. sükuta mecbur olmuş. susmu
remains to be surprised. been forced into silence. susmu
Ne olmuş yani
What of it?, So what?
acıdan allak bullak olmuş
drawn with pain
adet olmuş
routinized
adet olmuş
routinised
alabora olmuş
upturned
altüst olmuş
dashed
atasözü olmuş
proverbial
aşık olmuş
hook on
baba olmuş
begotten
başarısız olmuş
stranded
berbat olmuş
spoilt
berbat olmuş
ruined
berbat olmuş
spoiled
bira ile sarhoş olmuş
beery
birden zengin olmuş
arriviste
bronz olmuş
bronzed
deforme olmuş
crooked
deforme olmuş
deformed
deforme olmuş bir biçimde
crookedly
deforme olmuş lif
deformated fibre
dejenere olmuş vaziyette
degenerately
deprem olmuş
an earthquake happened
deprem olmuş
an earthquake occured
diken diken olmuş deri
goose flesh
emekli olmuş
ex service
emekli olmuş bayan
emerita
fit olmuş
quits
fit olmuş
even
gaz olmuş
gassed
genç olmuş
juvenescent
grev yüzünden felç olmuş
strikebound
gözleri çakmak çakmak olmuş kimse
dragon
güneş yanığı olmuş
sunburnt
güneş yanığı olmuş
sunburned
harap olmuş
wrecked

Your car's totally wrecked. - Araban bütünüyle harap olmuş.

harap olmuş
up the spout
hayran olmuş
ensorcelled
hayran olmuş
ensorceled
haşat olmuş
banged up
heba olmuş
on the fritz
hurdahaş olmuş araba
write off
ibret olmuş
exampled
ikna olmuş bir şekilde
persuadedly
intikam hırsının esiri olmuş
revanchist
ishal olmuş
lax bowels
izole olmuş
seclusive
içi hamur olmuş ekmek
sad bread
kangren olmuş
sphacelous
kat kat olmuş
stratified
kat kat olmuş deri
plica
konsolide olmuş kil
consolidated clay
kurban olmuş
victimised
kurban olmuş
victimized
kurdu olmuş
(Argo) hard boiled
kıpkırmızı olmuş
red hot
meftun olmuş
enchained
mest olmuş
enrapt
mest olmuş
ecstatical
mest olmuş
rapt
mest olmuş
drunk
mest olmuş
rapturous
mest olmuş
ecstatic
mest olmuş
entranced
mest olmuş bir şekilde
enrapturedly
mest olmuş gibi
enchantedly
mosmor olmuş bir halde
lividly
mosmor olmuş göz
(Argo) a black eye
mucur olmuş
slagged
ne olmuş
so what?

If he fails, so what? - Başaramamışsa ne olmuş yani?

So what if I am gay? Is it a crime? - Ben bir eşcinselsem ne olmuş? Bu bir suç mu?

ol
that; those
ol
archaic
ol
he; she; it
ol
befall
ol
betide
ol
olive
ol
befallen
ol
befell
organize olmuş
organized
organize olmuş bir şekilde
organizedly
organize olmuş toplum
body politic
perişan olmuş
frayed at the edges
pul pul olmuş
scaled
rahmetli olmuş
dead and gone
rezil olmuş
downfallen
salpa olmuş
(çapa) atrip
savaşta kör olmuş
war blinded
tahrik olmuş
activated
tarih olmuş
as dead as dodo
tarih olmuş
(deyim) as easy as falling off a log
tatmin olmuş
gratified
terhis olmuş asker
ex-serviceman
tortop olmuş
involute
turşu olmuş
pickled
yağ lekesi olmuş
oil stained
yağmurdan sırılsıklam olmuş
drenched with rain
yeni olmuş
of recent date
yerinden olmuş
(Jeoloji) allochtone
yerinden olmuş
subrogated
yerlerinden olmuş kişiler, mülteciler ve tahliye edilenler
(Askeri) displaced persons, refugees, and evacuees
yok olmuş
extinct
yüzü bembeyaz olmuş
white-faced
yüzü mosmor olmuş
black in the face
zengin olmuş
feathered
örnek olmuş
exemplified
ıleride bir kaza olmuş
There's an accident up ahead
ıslah olmuş
reformed
şarap yüzünden olmuş
vinous
English - English

Definition of olmuş in English English dictionary

OL
my wife, my girlfriend, my mother (Internet abbreviation)
ol
Oliver's List of Newton Easter Eggs http: //www geocities com/SiliconValley/Bay/4931/index html
ol
Ordered List The Ordered List element represents a list of items sorted by sequence or order of importance Typical remdering is a numbered list of items
ol
OFFICE LIGHT DISTRICT
ol
on the label
ol
{ font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 10pt; margin-top: auto; margin-bottom: auto; color: #000000} The OL tag style creates a default look for an orderedlist in the HTML file item one item two
ol
A suffix denoting that the substance in the name of which it appears belongs to the series of alcohols or hydroxyl derivatives, as carbinol, glycerol, etc
ol
Operating loans, farm
ol
Overall Length
ol
orienting line
Turkish - Turkish
Olgunlaşmış, ergin
OL
(Hukuk) O
mort olmuş
(deyim) 1. (Argo) Nalları dikmiş, olmuş.2. (Argo) Utanılacak bir duruma düşmüş
ol
O gösterme sıfatı
ol
O gösterme sıfatı: "Dedi gördüm ol habibin aneasın"- Süleyman Çelebi. O gösterme zamiri
English - Turkish

Definition of olmuş in English Turkish dictionary

OL
(Askeri) çalıştırma mahalli (operating location)