I don't know what has become of the boy.
- Bu çocuğa neler olmuş bilmiyorum.
It has become quite common.
- O, oldukça yaygın olmuştur.
I think something may have happened to Tom.
- Sanırım Tom'a bir şey olmuş olabilir.
Something might have happened to her.
- Ona bir şey olmuş olabilir.
Tom seemed to regret what he had done.
- Tom yaptıklarından pişman olmuş gibi görünüyordu.
Tom doesn't look too convinced.
- Tom çok ikna olmuş görünmüyor.
Tom doesn't seem convinced.
- Tom ikna olmuş görünmüyor.
Tom said he thought Mary looked annoyed.
- Tom, Mary'nin rahatsız olmuş göründüğünü düşündüğünü söyledi.
Tom had an annoyed look on his face.
- Tom'un yüzünde rahatsız olmuş bir görünüm vardı.
Tom never seems satisfied.
- Tom hiç tatmin olmuş gibi görünüyor.
You're never satisfied.
- Sen asla tatmin olmuş değilsin.
I will have graduated from college by the time you come back from America.
- Sen Amerika'dan dönmeden önce, ben üniversiteden mezun olmuş olacağım.
Your car's totally wrecked.
- Araban bütünüyle harap olmuş.
Yes, I kissed him. So what?
- Evet, onu öptüm. Ne olmuş?
So what if I am gay? Is it a crime?
- Ben bir eşcinselsem ne olmuş? Bu bir suç mu?